21 Kasım 2012 Çarşamba

Damascus Bıçaklar






















Yatağan Palası


www.bicakdunyasi.com


Yabancılar arasında Türk Kılıcı, halk arasında Kulaklı olarak da bilinir. Kılıcın ağırlık merkezi, kılıç yapımında Türk eğrisi olarak bilinen açısı ve ideal vuruş şekli diğer kılıçlardan farklı olduğu için kullanımı zordur. Ama iyi kullanan birinin elinde tahrip ve keski gücü, çağdaşı kılıçlardan çok yüksektir. Sırplar arasında da 19. yüzyılda ulusal kılıç haline gelmiştir.
Yatağanlar, herhangi bir kılıcın savunma ve saldırı görevini yapmakla beraber biçim, yapı ve ölçü yönünden birçok farklılık taşır. Beyaz veya siyah kemik, fildişi, ahşap ya da boynuzdan yapılan kabzanın baş kısmı iki geniş kulak şeklinde sağa ve sola ayrılır. Bunlar yatağanın hamle sırasında elden çıkmasını önledikleri gibi silaha ayrı bir estetik görünüm verir. Bu görünüm nedeniyle halk arasında Kulaklı diye adlandırılır.
Namlunun eğimine paralel eğim yapan kabza başı hafifçe içeri kıvrılarak tutulduğunda eli kavrayan bir tırnak meydana getirir, balçak bulunmazdı. Bir “Y” harfi meydana getiren kabza enli ve kalın bir metal bilezik altında namlu ile birleşir, namlu kabza içinde baş kısma kadar uzanırdı. Yatağanlarda namlu bildik kılıçlara göre daha kısa olur ve onların aksine iç bükey kenar keskin, dış bükey kenar düz olurdu. Dışbükey kenarda genellikle demir, keskin olan iç kenarda ise çelik kullanılırdı. En önemli özelliği, palalarda olduğu gibi eğimin uzun olan kenarının değil aşağı bakan ters kısmının keskin olmasıdır.

Damascus Çeliği


Damascus çeliği, dövülgen ve güçlü, kılıç ve bıçak yapımı için tercih edilen bir tür çelik alaşımıdır. Bu çeliğin ortaya çıkması 900 ile 1300 yılları arasında orta doğuda
Olmuştur. Sonra bu çeliğin yapım bilgisin ortadan kalkmasının sebebi tam olarak anlaşılamamıştır.
Avrupalıların Damascus çeliği ile ilk karşılaşmaları haçlı seferleri esnasında olmuş ve bu efsanevi kalite karşısında donup kalmışlardır.
Bu çelikle yapılmış bir kılıçla ipek mendili havada ikiye bölmek mümkündür, diğer kılıçları hatta taşı kesse bile keskinliğini kaybetmez. Son derece esnektir bükülme ve eğilmelerle kırılmaz. Çelik zırhları kolayca kesebilir ve delebilir. Bu dayanırlık ve mükemmelliğin yanında diğer bir özelliği ise çeliğin sahip olduğu muazzam deseni idi, her kılıcın deseni farklı idi. her deseni bulan usta, desenine bir isim vermişti. Bu desen isimler: Türk kıvrımı, yağmur damlası,
Hz. Muhammed’in çorabı gibi.

Bıçak Dünyası

























www.bicakdunyasi.com